28 February, 2010


bir kitap,bir film,bir restoran....

ejderha dovmeli kiz'a istanbula gitmeden once baslamis,oraya gidince elime iki adet ahmet umit kitabi alip bitirmistim gelirken tasimayayim diye...(ki bunlar sis ve gece,digeri de ask kopekliktir'di,ahmet umit'i de cok severek okudugum icin tabiiki tavsiye ettigim kitaplardir)

ama konu simdi ejderha dovmeli kiz...nasil birdenbire bir seri bu kadar cok satar,kendinden konusturur meraki ile aldirdigim bir kitapti kendisi...oyle cok cinayet,macera vs kitaplari okuyan bir insan degilim ben ,ama cekti beni kendisine nedense...

baslarinda cokca baydi ne yalan soyliyeyim,zaten cokca karakter var ana karakterler disinda..aa o kimdi neyin nesiydi falan diye kafam karisti..alisana kadar ortasina geldim zaten ve kitap orda ucusa gecti resmen...bende gaza geldim bir an once bitirmek istedim ve az once bitirdim,hemen paylasmak istedim...

siddetle tavsiye etmiyorum ama olur ya cinayet kitabi okumayi cok seven insanlar vardir,onlar okusunlar...kimi yerleri beni cok rahatsiz etti acikcasi cunku fazlasiyla tecavuz ve taciz iceriyordu,turkcesini okumus olsaydim kesin,travma gecirirdim herhalde,o turkce kelimeler iyice icime islerdi,ingilizcesinde en azindan kelime kafama kazinmiyor,anladiktan sonra kullanmiycagim icin kelimeyi unutuyorum:)

12 milyondan fazla satisa ulasan bu kitabin iki adeti daha var devaminda,the girl who played with fire elimin altinda,ne zaman baslarim bilemiyorum zira son bir aydir okudugum,gerilim,cinayet,polisiye benim cokca romantik ve duygusal bunyeme fazla geldi bile..simdi bir masal almaliyim elimin altina...

bu ay icinde,ejderha dovmeli kiz'in filminin sinemada olmasi gerekiyor yanlis hatirlamiyorsam,greenwich picture house'da oyniyacak bizim buralarda.fregmanida burda bakmak isterseniz..


gecen ay fregmanini gordugumde ille de izlemeliyim bu filmi demistim acikcasi ama bir cok insanin bu kadar harika demesini beklemiyordum.daha filme girmeden once bir beyfendi ile tanistik,hangi filme gircegimizi ogrenince aaa harika dedi,cok sevceksiniz,sonu beklenilmiycek bir sekilde olucak dedi,karisi da sonradan katilinca kesinnlikle evet 'ledi......

benim gorme isteme sebebim askti tabii ki..bir de colin firth ve julien moore'in bir arada olmasiydi...keyifliydi,romantikti biraz acikliydi film,espiri anlayanlar icin kimi yerde komikti bile diyebilirim(ben bu kategoriye giremiyorum cok gec anlarim espiriyi hangi dil olursa olsun)...

benden bahsetmesi bu kadar izlemek,okumak size kalmis diyorum ve ayrilmadan bir adet hint restorani oneriyorum..goz bebegim greenwich'de,mogul....ilk defa gecen gun musterimin onerdigi paneer adli peyniri denedim..sicak,izgaralanmis bir peynir...bence hellim peynirine benziyor,fazlasi bayiyor..salcalamis izgaralamislardi.....popodum'un yaninda verilen mangolu chutney'e bayildim..(chutney'i de tursu olarak cevirmisler,bence cok guzel bir receldi,hatta ben ayva receli sandim)....

bizden bu kadar simdilik..bol filmli ve kitapli bir hafta diliyorum...nezle olmazsiniz umarim..cok sinir bir olay gercekten...mutlu haftalar olsun...tabii ki harika bir ay olsun...


25 February, 2010


benim icin istanbul demek emirgan demek....


bir ayagim hep orda benim...simariklik yapip,kendimi bu konuda ayricalikli bile saniyorum demek istiyorum...hani orda buyudum sayilir ya...

kokusu baska...o kalabalik otobusten inip de yokus yukari yurumeye basladigimda,icime bir huzur geliyor sanki...daha iyi nefes aliyorum...



aklima cocukken bisiklete binisim,yokus asagi inerken guzin teyzenin duvarina bindirisim geliyor,guluyorum...birde babaannemin apartmanin arkasindaki apartmanda burak diye bir cocuk vardi...pek hoslanirdim kendisinden...niyeyse,hic konusmuslugum bile yoktu hatirladigim kadariyla...


her mevsimde ayri guzel emirgan...sakinken daha guzel ama..hani hafta ici mesela..gunesli bir gunde..cinaraltinda,orga kafede turk kahvesi ismarlamak kendime,ne guzel bir keyif..moderlesmis hali eski kafenin...az mektup yazmamisimdir orda ben bogaza nazir...



birde halamlar var..simdilerde cokca uyuyan babaannem hala orda masallah.bana sitem ediyor cokca..halamlar artik beni oglen uykusuna gondermiyor..eskiden uyumasam sinir olurlardi..ne o,ben ayakta kalip arkadaslariyla olan dialoglarini dinliycektim illa ki...ne ayip,simdi cok kizarim mesela,kucuk cocuklarin,yetiskinlerin icinde cokca olup da illa dialoglara katilmak istemelerine...buyumus de kuculmus hallerine...


evlere hep bakarim onlerinden gecerken..nedense hep eskilerini severim,herhalde b.annemin apartmanina benzer belki diye...alt kati mesela benim olsun,hep hayalimdir...sabahlari kalkayim bir gun sariyere,bir gun hisara dogru yuruyeyim isterim...

velhasil emirgana olan askim bambaskadir benim..ailede kimsede de yoktur anladigim kadariyla....

bir de emirganda cok dizi cekilmese cok sevinirim ben...set mi orasi..zaten o gun hangi diziyi cekiyorduysalar,kimse o adam artik,yonetmen mi?bana baklamayalim hanfendi devam edelim dedi..halbuki orasi benim babaannemin apartmaninin onu,boyacikoyden mi yurusem otobuse dogru cinaraltindan mi diye dusunuyordum ben...

21 February, 2010

Kara tren gecikir belki hiç gelmez


kara tren gecikir belki hic gelmezzzzzzzzzz!!!!!

ben bir daha supriz mupriz siparisi vermem kardesim...yalan o cosmic orderlerin hepsi....pozitif dusunmenin,iyilik yapinlarin hepsiii...

ben soyle guzel bir supriz beklerken...gelirler scooterin ustunun ortusunu calarlar hee bir de plakasini kirarlar serefsizler..

oyle kolay para kazaniyoruz ki sanki,gelsin tepemize etsin nasil insanlarsa artik...

her iste bir hayir vardir demek istiyorum ama bu soz de beni bayiyor artik.yok daha kotusu de olabilirdi falan filan...sikintinin buyugu kucugu olur mu ya,donemine gore uzulursun iste,cesidine gore....zaten bu scooterda aldigimizdan beri hep birsey var...ugursuzmudur nedir...ben bunu hangi yone cekeyim..sevgili evren bize isaret mi gonderiyor acaba da yine algilayamiyoruz...

hani cok isteyince olurdu bazi seyler...pozitif olunca pozitiflikler cekilirdi...

su donem var ya hayatimin en kotu donemi...allah hayirlara cikarsin artik...ben sessiz cigliklar atarken icimde,iyice sesim kisilmadan...


20 February, 2010


sevgili suprizciiiiii...


diye baslayan bir mektup yazsam suprizlerden kim sorumluysa artik...

ben senden bir supriz istiyorum desem..hani soyle defnemin gelicegini duydugumdaki gibi icimi heyecan ve sevinc kapliycak,gozlerimi doldurucak..ya da annemin acan orkidelerini gordugunde yuzundeki gulumsemesi gibi icimi isiticak...soyle salincakta sallanirken yuzume ruzgar geldiginde icimde de guzellikler estiricek....zorla kosup nefessiz kaldiktan sonra nefesimi toplayip da derin bir nefes aldigimdaki gibi ohhhhhh dedirticek....nutellali krep yedigimde doydugum kadar doyurucak....

cok mu sey istemis olurum acaba..

bu sanki surekli kelosha supriz dg partisi istiyorum dememe benzedi..hani filmlerdeki gibi...kelosh da ne diycek,boyle soylersen suprizi mi kaldi diyor tabii ki...kalir tabii..suprizin ne zaman gelcegini bilemeyecegine gore,ya da ne oldugunu..geldigi an suprizdir iste....kotu olmasin da....

18 February, 2010


sevgili kankimden patatesli kek...

tuzlu keki sevenler icin bu tarif..elinizin altinda cogunlukla bulunan malzemelerle..tadina ve keyfine doyum olmaz taze demlenmis cayin yaninda...bakiniz nasil yapmis kankim...

malzemeler:

  • 3 yumurta
  • 1 su bardagi aycicek yagi
  • 1 su bardagi yogurt
  • 1 bardak ayiklanmis zeytin ya da 1 bardak ezilmis peynir ve maydanoz karisimi
  • 2 tane kup kup dogranmis cig patates
  • 1 pkt kabartma tozu
  • yrm demet dereotu
  • 3 bardak un
  • 1 cimdik tuz
hepsini karistirip,yaglanmis kalina dokuyorsunuz,orta derecede bicaginiz temiz cikana kadar pisiriyorsunuz ve afiyetle yiyorsunuz....

halamda pirasalisini yapmisti ayni yontemle ama pirasalari kavurmustu onceden...hos dusunuyorum da kavrulmasina cok gerek varmidir acaba,pismez mi hepsi bir arada..hani zamandan tasarruf etmek icin uyanik davranmak geldi de icimden....

bu arada sormak istedigim birsey var,bazi bloglari izlemek istedigimde yahoo,google hesabi gibi birseyler cikiyor yahoo hesap bilgilerimi yazinca da sadece yabanci gibi ismim cikiyor cileksuyu blogum yerine..zaten yahoo cok kullandigim birsey yok,twitterim falan da yok,ne yapmaliyim acaba anlamadim da...benimkinde de oyle seyler cikiyor acaba izlemeye kalkinca...

londra'da gri bir gun...icimizde pek bir gri zaten bu aralar..ama buna da cok sukur..keloshun annesi de vefat edeli 4 sene bitmis bu gun...allah herkesin anne babasina saglik versin ve evlatlari kiymetini bilsin dilerim hayattaylarken...bu aralar anneme ve babama karsi nedense ayri bir ask yasiyorum da ondan icimden geldi soylemek..iyiki varlar...

bu arada kendinizi biraz keyiflendirip eglendirmek isterseniz,17 again'i izlemenizi tavsiye ederim..ben zac'e cok hayranim ya..cok guzel bir cocuk,surekli nazlatasim geliyor masallah..zaten high school musical'i da severek izledim ben,bazi yerlerde gozlerim dola dola nedense...icim hala 17 galiba...

16 February, 2010


taklitlerinden sakininizzzzzz!!!!!!!!


bir sure once haydins'in blogunda gordum su kalpli taci..nasil fotograflamis ki asik oldum ben o taca..kalplere olan duskunlugumden dolayi benim olmali dedim ve heyecan yaptim resmen...sayesinde de nazo'yu kesfettim ve hemen mail cektim...


turkiye'de artik herkesin kafasinda bir tac var ya..oyle cok cesit,renk cart curt var ki ne yalan soyliim bayiyor cogu..cunku cok basit..haa cok begendiginizde 50 lira falandi bagdat caddesinde...mesela kecelilerde heryerde satiliyormus benim pek karsima cikmadi, zaten nazo'nunkileri gordukten sonra soyle bir bakmazdim bile acikcasi....

pasajina giriyorsunuz,bakiyorsunuz nasil yaratici..herkesin keyfine takintisina gore birsey var..benimki kalpler,cilekler ve kelebekler mesela...o yuzden istedim kelebekli tacimi..canim hediye olarak da cilekli brosumu gondermis oyle yakisiyorlar ki siyah bogazli kazaga...

benim gibi pasajdan online alisveris yapamam diyorsaniz alisverisinizi maille de halledebilirsiniz...

keceli birseyler istiyorsaniz ille de Nazo dememin sebebi de insana kendini daha bir ozel hissettiriyor sanki..hani herkeste yok belki diye,ya da kelebekli tacim gibi ben istedim de yapildi diye...iscilik de tertemiz...

ne diim,eline, koluna,goz nuruna, kalbine saglik nazo'cum..nice yaratici ilham perilerinin yaninda olmasi dilegimle...

bu arada soylemeyi unuttum sarisin olan benim kucuk kardesim,sevgi..hayatinda kendine bu kadar baska bir taci yakistirmadigi icin el koydu..digeri de yeni dogum yapan kardesime hediye edildi,cunku cok sevilmisti ve paylasilmadan olmazdi...banada broslarim kaldi:)

14 February, 2010


welcome to london......


28 gun sonunda geldim london'uma....nasilim bilemiyorum....orta sekerli desem....ordayken burayi,burdayken orayi ozlemekten yorgunum acikcasi...

daha bir gun bile olmadi evin yogunlugunu cekiyor canim...hani ne billim,kapi calindiginda gelenin babam ya da kardesim oldugunu bilmek,annemin hazirladigi cogunlukla balikli yemekler icin sofralar kurmak,yemek sonrasi cayi atlamamak,yanina ille de tatli istemek ,evin kadinlarinin sira sira koltuklara dizilip orgu ormelerini gormek,takip etmedigim dizileri babama sorup da merakimi giderken,birden sanki Ezelci olmak,kardesimle yari belimize camdan sarkip hala gizli gizli sigara icmek gibi.....


arada olup da bu kadar gerilmek niye onu da anlamis degilim bunca senedir...oraya giderken bir stres buraya gelirken ayri bir stres...ama ayni gozyasi nedense...ayni kalp agrisi...ayni tikaniklik bogazda,midede ayni tatsizlik...ruhda hicbirsey yapma istegi ama simdiden yapilicak seylerin listesinin olusturulmasi.....


bolca vapur,tren keyfi yasadim oradada...cektim istanbulun yagmurunu karini iclerime dogru.birkac ayligina idare etsin diye beni...ama en guzel koku defneminkiydi acikcasi...hani ona bakinca insanin ici pir pir ediyor...yuzu gozumun onune gelince yuzum aydinlaniyor sanki....

simdi kedili aksamlara,hip hop sarkilarina,is temposuna kavusma zamanidir...iki kedi ortasi,laptop onunde yazma,kirmizi puantiyeli fincanimda yesil cay icme zamandir...bu da guzeldir...iki tarafta olmak,bir nevi iki hayata sahip olmak da zenginliktir sanki...

09 February, 2010

blogummmmm ben senı cok sevıyorummmmmmmmmmm....

dıyesım geldı durup dururken..nıye mı....ıcım daralıyor da ondan..hanı gıtmek ve kalmak arasında olunca ıcınıze bırseyler dolar,gırtlagınıza bırseyler takılır ya ondan....ota boka aglayasınız gelır...ama bunu yaparken de delı kosmak gelır ıcınızden zaman cok cabuk aksın dıye...hanı gıdıceksem gıdeyım dıye..ıste oyle bır aksam gecırmekteydım kı blogcu canlara bır bakayım dedım...dılaramın sayfasında gozum sayfanın kenarlarına takıldı..nefes aldım sankı...sızde okuyun ıstedım o yuzden soyle kısa bır post atayım dedım...

yrn perımın yarı kırkı..bakalım nasıl gecıcek..

bızım evın hallerı yogun...sız bıze bırazcık enerjı gonderın olurmu..bırsey eksık o da enerjı sankı:) bu sarkıyı da cokkkkkk sevıyorum ben..tam benlık..ıll survıvedan sonra hayatımın sarkısıdır:)

bır gun gelıp de noktalı harflerı atlayacagımı soyleseler hayatta ınanmazdım...yazık bana...ayıp bana...

07 February, 2010


perili günler sona eriyor....


ve hiçbirimiz buna inanamıyoruz açıkcası...ne zaman geldim,ne zaman defnem doğdu anlamadım....17 gunluk oldu bugun.crs gunu yarı kırkını okutucak annem ben gıtmeden...

gitme vaktim de geldi...dönüyorum köyüme kalbimde bır dolu anı ve guzellıkle...cok uzun bır post yazmıstım ama ne yazık kı bloggerın yaramazlıgına ugradım ve ılhamımı kacırdım:(

ıyı ve mutlu olun..ben noktalı harflı klavye kullanmaya hala alısamadım.....