26 September, 2010


yedi kapili kirk oda,murathan mungan....


"...yasami olecek kadar sevenleri gormustu;bir ideal,bir inanc ugruna olume gozu kapali gidenleri gormustu...baskalarinin yasamlari icin,kendilerini olumle degistirenler gormustu,olumle yuzlesmekten korkmayanlardaki yasam sevincinin ve bilgisinin zaman zaman sasirttigi bile olmustu onu.yasama korkakca tutunmus bircok kisi,yasama sevincinden cok,oldukten sonrasinin belirsizligine duyulan urkuntuden oturu yasama siginmaya calisirdi...."


"..icinin butun mevsimleriniyasamis insanlar vardir,icleri bosalmistir bunlarin..herhangi sahici duygulari kalmamistir,kimseye yonelik ne derin sevgi ne derin kizginlik duyabilirler.butun duygulari siddetini yitirmistir,kimseye hicbirsey veremezler artik,ellerinden gelmez...."



"hepimiz bir adayiz.olursek hatirlanalim,yasarken baskalari da olabilelim,baskalarina ulasabilelim diye,hepimiz kendi adamizda konusuyor,sesleniyor,anlatiyor,yaziyoruz.bazen birbirimizin kiyilarina ugrayan seyrek anlarla yasayip gidiyor,bazen kayboldugumuz hayatlardan sonra birilerinin kiyilarina vuruyoruz..."






"art arda gelen cumleleri farkli zaman kipleriyle kurmak,hikayeye istenilen o plastik tadi veriyor..boylelikle, zaman hem gecmis,hem gecmemis gibi oluyor"




"..hepimiz hayatimizin sahnelerini bekleriz.bir gun kendimiz olacagimiz,kendimizi gerceklestirebilicegimiz,kaderimizin yolunda bizi bekleyen o muthis sahneleri..o gunun gelecegi umidiyle,o sahnenin kapisinin onunde bekler dururuz.hayatin en onemli "temasi" bekleyistir.elimizde bir anahtar cumle vardir.neyi,nasil acacagini bilmedigimiz bir anahtar cunle..dilimizin kilidinde bekleyen cumle...."



icinden boyle cumleler geciyor bu kitabin...okurken aaaa,waaaawwww oldugum,ozellikle ilk oykulerinde..

cok uzunca bekledi elimde bu kitap beni,basladim,bitiremedim,dalamadim icine...sonrainda daldim,gordugunuz cumlelere asik oldum ben..okudum,okudum...ortasina dogru,bazi yerler geldi ben anlayamadim,sonuca varamadim nedense.

sayfa 240'a geldigimde birakiverdim filli lastik kitap araligimi icinde...devamini ruhuma uygun bir donemde bitirebilmek uzere..

bitirmis olmasam da,su paylastigim cumlelere,ara ara donup bakmak bile ayri bir zevk oldu benim icin...kitabi geri veresim yok esas sahibesine,ki ben oyle kitap falan pek odunc almam,aldigimda sansima hep elimin altinda devam edilmesi gereken bir kitap oldu..

hepimize harika bir hafta diliyorum..biz usumeye,yunlu beyaz atkilara sarilmaya basladik bile,cokca da mum yakmaya,firina bol soslu makarnalar vermeye...

sevgi ve pozitiflikle kaliniz...:)






12 September, 2010


ilk risotto'mu sevgiyle sunarim;rokali ve limonlu

italya'ya,italyan yemeklerine olan askimi bilmeyen kalmamistir sanirim.en bilinen yemeklerini denemek istiyorum firsatim oldukca.bu tarif,oyle onemli birinin tarifi falan degil,aldigim risotto pirincinin, paketinin ustunden aynen denedigim bir tarif ve beni,bizi hic hayal kirikligina ugratmadi,ilk denemem olmasina ragmen..Sevda'nin serefine pisirmistim bu yemegi,ozel insanlar icin ozel yemekler denemeyi cok seviyorum ..

tarife gecicek olursak,

malzemeler:

  • iki limonun suyu ve rendelenmis kabugu
  • tuz,taze cekilmis karabiber
  • 125 g tereyagi
  • 1 ymk kasigi zeytinyagi
  • 1 kucuk ince dogranmis sogan
  • 1 dis sarimsak
  • 300 g risotto pirinci
  • 150 ml beyaz sarap
  • 750 ml tavuk suyu,ben su kullandim her zamanki gibi
  • 200 g roka
  • 50 g rendelenmis permesan peyniri
yapilisi:

  1. 50 g tereyagini ve zeytinyagini tencerede eritin,sogani,sarimsagi ve limon kabuklarini katip,orta dereceli ateste yumusayana kadar pisirin.
  2. pirinci katip,sogana ve yaga iyice yedirin,iki dakika sonra,tavaniz kurumaya basladiginda,sarabi ekleyip,iki dk boyunca surekli karistirin.
  3. suyunuzu yavas yavas katin-bir seferde bitirmeyin sakin-,pirinc suyu cektikce,eklemeye devam edin.suyu eklemeye,pirinc yumusayip da suyunuz bitene kadar devam edin.
  4. en en sonunda kalan tereyagini,limon suyunu,roka ve permasani,tuz ve biberini ekleyin.
dort kisilik bu tarif,porsiyon basi 580 kalori:) ve 31 g yag.uzerini,patates soyucu ile ince ince seritlediginiz permesan peyniri ile suslemenizi tavsiye ederim,benim gibi peynirciyseniz.

hazirlamasi,pisirmesi yrm saatten fazla surmuyor.boyle basit bir yemekle,sofraniz solene donusebiliyor,hele ki esliginde super insanlar varsa..bu super insanlar,cift porsiyon yemekten cekinmiyorlarsa,ben ve sevda gibi:)

ne zamandir da degisik bir tarif denemedim acikcasi,ayni tarifler etrafinda donup duruyorum.bu aksam yemegi,en sevdiklerimden olan,firinda karnibahardi,besamel soslu..ne kadar da kotu fotografi.ilk denedigim gunu dun gibi hatirliyorum..besamel sosu tutturamamis,unu iyice yedirememis,o yuzden de hungur hungur aglamistim..:( ikinci denemem ve sonrasinda da hep guzel yaptim besamel soslarini,hatta ezberledim nasil yapicagimi.

bunun disinda,hayatimda hersey yolunda cok sukur..ozel bir gelisme yok..en buyuk heyecanim cmt sabahi yaptigim yoga,artik kosabildigim 2 km.hee tabii ki isim..o kadar bekledikten sonra,tam istedigim gibi bir is yapmanin,harika insanlarla calismanin keyfini surmekteyim.. bir insanin, bir is yerinde bu kadar cok gulebilcegini hic dusunmemistim acikcasi.o yuzden kendimi hic ise gidiyormus gibi hissetmiyorum iki aydir,sosyallesmeye gidiyorum sanki,patronla,is arkadaslariyla,musterilerle ve her gun dogramaktan bikmadigim salata malzemeleri,sebzeyle...ille de yaptigim makarna cesitleriyle..velhasil,is hayatim,bu aralar benim cennettim,umarim hep boyle surer..belki 3.yer sansi bu,belki 3 yerin getirecegi cok onemli birsey olabilir belirli bir zamandan sonra:) kismet...

bu arada sormak istedigim birsey var,karnibaharin yedikten sonra verdigi rahatsizliktan korunmak icin,haslarken ne eklemeliyiz,bir yerlerde okudum ama hatirlayamiyorum...

simdilik benden bu kadar...bir dahaki postta,okuyamadigim,bitiremedigim bir kitaptan bahsedicegim..

sevgiyle kalin,pozitiflikle...


05 September, 2010


nothing hill



bilmem kac sene once Londra'ya ayak basmistim ben,beni agirliyicak aile havaalanindan alip eve gotururken,kaynasma sorularim arasinda nothing vardi..yakin mi ?uzak mi ?Bilmem kac defa izleyebilecegim filmin etkisiydi bu sanirim.
cok da uzak degil demislerdi,sonucta ben yeni hayatima Londra'nin guney dogusunda baslamak uzereydim..



kis gunuydu oraya ilk gidisim..yanlizdim cogunlukla hep o gunler zaten..cok iyi hatirliyorum,kis ortasinda ben tezgahtan cilek almistim,kocaman kocaman...


sonraki her gidisimde hep yanimda en sevdigim insanlar oldu...kankim gelmisti ilk,kardesim gelmisti.dostlarim olmustu festivali gidip de gordugumuz..ama ilk festivali izlemem de yanliz basimadir,yaz sonuna dogru..uzun boylu yakisikli polislerin arkasinda bakabildigim kadar bakmistim rengarenk insanlara.



incik cincik cenneti benim icin nothing hill..o kadar cok tezgah var ki,insan hepsinden birseyler almak istiyor..ikinci eller,antikalar,cantalar,gumusler,altinlar...bir gumus yuzugum var ki,incecik,kalpli ve de tasli,asik oldum ben o yuzuge ve kizlar da benim icin yapilmis diyince,benim olmali dedik ve oldu da,sevda hatirasi o ve pirlantalardan daha da kiymetli...





sanirim kimileri viagralarini ozel kutularda saklamak istiyorlar:)















guzel evler var nothing hill'de goruldugu uzere,festivali kendi evlerinden izleme ayricaligina sahipler.agustos sonunda yapiliyor festival,biz bir gun farkla kacirdik,acikcasi hic uzulmedim de cunku boyle bir pazarda vakit gecirmek,cilgin insanlari o kalabalikta izlemeye calismaktan daha cekici benim icin artik..yaslandim,icim kalkiyor cok kalabaliklarda benim.zaten minicik boyumla birsey de goremezdim ki..




butikler var,cok shik..kimisinin sahibi turk..bir butige girdigimizde Zulfu Livaneli caliyordu,aaaaaa oluverdik,hala karsima bu kadar turk cikmasina alisamadim ben sanki..digerindeki iki tezgahtar kiz,sekerdiler ne yalan soyliyim,hani alisik degilim ben turklerin birbirleriyle,daha tanimadan candan konusmasina,onlar oylelerdi,yardimci,merakli...hatta sevdaya indirim bile verdiler...arkadaslarim haric,hic bir turk bana kibar davranmamistir su memlekette,10 senedir...supriz oldu diyebilirim...


o gunlerde ben kameramla buyuk bir ask yasiyordum,onun kaniti fotograflardan biridir bu,sevda'nin cektigi,hatta bir tanesinde kamerami opuyorum:)
nothing hill hakkinda guzel bir yazi okuyayim diyorsaniz da sizi Dilek'cimin sayfasina yonlediriyorum,ayrintili bir yazi yazmisti Nothing Hill'e dair..
harika bir hafta diliyorum,dilekleriniz gercek olsun bu mubarek gecede..