28 November, 2011

Amsterdam...



Gecen haftasonu 1,5 gun 2 aksamligina Amsterdam'daydik.

Bol sulu,kanalli,patatesi mayonezli sunan,kahvaltida bilumum receli  sormadan getiren,kahvenin yanindan mis kokulu biskuviyi eksik etmeyen sehir.Herkes yardimsever,Ingilizce konusabilen,guler yuzlu...

Cagirdi gittik,pisman olmadik.1,5  gun tabii ki yetmedi,hele ki bucuk gun olaganustu sise ve toplu tasima araclarindaki greve yenik dusunce,bosa gitti,o gune ayirdigimiz muze ziyaretini,taksiye iki kere odeme yapmamak icin,gerceklestiremedik, bavulumuzla oteleden muzeye yurumek yemedi.



Sex Muzesi ve Anne Frank Haus disinda bir yer goremedik dolayisi ile.Sokaklarda amacsizca yurume keyfini tabii ki soylememe gerek yok.

Anne Frank Haus bizi pek bir duygulandirdi,acilis saatine kapida idik Cumartesi sabahi. Giris parasi sanirim 8 Euro idi,yalan olmasin.

Sex Muzesi ise,unutamiyacagim ayri bir tecrube idi.Ben ki herseye acik,oldukca modern bir insan oldugumu sanirdim,beni bile sasirrti.Sasirtan,bilmem kac yil onceki insanlarinin da simdiki cins gibi,ask yapmayi cirkinlestirebilmeleri acikcasi.Ben eskiden herkesin gayet seviyeli,saygili,sakin iliskiler yasadigini sanirdim,yanilmisim.Fetish kismi bile var,ki o kisma girmeyi dusunmedim bile,o kadar da degil.Giris 4 Euro.Benim gibi merak ettiyseniz,Sex Muzesi de neymis diye,buyrun ya da buyurmayin.




Kisa zaman icin bile ziyaret edince bir yerleri,insan dinlenmek de istiyor, benim tempoda calisiyorsaniz.Muze gezmekle olmuyor sadece.Sakin sakin bir yerlerde oturmak,bolca mola vermek,temiz ve guzel havanin keyfini surmek istiyor.

Yukaridaki ve asagidaki fotograflar Vondelpark'a ait.En cok orada vakit gecirdik ve en cok orayi sevdik biz bir gunde, sanki burada hic park yokmus gibi.Ama oyle dinlendiriciydi ki insanlari izlemek.

Yesil kafes,kayip esyalar icin.Birseyi bulan,oraya asiyor:)



Bisikletliler,harikalar.Cocuklu,cok cocuklu,arkasinda valizli,topuklu ayakkabili,etekli,her cesit insan bisiklet kullaniyor.Kendilerine ait seritleri var,bizim kaldirim olarak karistirdigimiz.Her yerden firliyorlar.Elinde telefon ve sigara ile bile kullanabilenler var.



Girdigimiz birkac kafede karsimiza rahat rahat salinan kedilerin cikmasi beni cok mutlu etti:)

Yukaridaki fotografta sagda gozuken,pisuar,erkekler yol ustu cislerini yapsinlar diye.Sevmedigim ilk sey! NE GEREK VARdi boyle bir seye ben anlayamadim,erkeklerin cislerini tutamiyacak kadar beceriksiz olduklarini mi vurgulamaya calisiyorlardi. Birisi sevgilisini iserken gormek zorunda mi? Pariste kadinlar icin olani da varmis diye soyledi bana birileri? Cidden mi?!!!


Bu iki fotograf nasil birlesti anlamadim ben?

Sevmedigim ikinci sey,kadinlari bariz ulu orta kendilerini satmasi.Legal,illegal hic fark etmez,kadin gozumde yuce bir varliktir,kendisini kotuye kullandirirsa hic hoslanmam,kotuye kullanana elimin tersi ile carpasim gelir.Yazik,cok yazik,cesit cesit,beden beden, kadin,kutucuklarin icinde,"gel!!!" diyor elin adamina.Gunah be,kimbilir ne cins adamlar var.15 dk 50 Euro imis dedi birileri.Sevmedim bu olaya sahit olmayi.Is saatleri de bittikten sonra,elde is cantalari,is kadini gibi shik bir sekilde cikarlarmis mesailerinden,gormedim,cokca gidenlerin yalancisiyim.

Ulu orta canabis iciliyor.Icmeseniz de olur yani,kokusu gelir burnunuza icmis kadar olursunuz,paraniz cebinizde kalir,zaten pahali bir sehir.

Peynirrrrrrrrrrrrr,keske hepsini alabilsem,getirebilsem.Hangisini denediysem,pek sevdim,zaten ben peynir delisiyim.

Biskuviler,mis gibi,tarcinli ve zencefilli.

Omlet,incecik,krep gibi idi.

Heineken tecrubesi,sadece Teasers'dan ibaretti. Kizlar hem servis yapiyor, hem yarim saatte bir kalkip bar ustunde dans ediyorlar,minicik kiyafetlerle,Coyote Ugly'den daha basit bir sekilde.

Boyle iste,tecrube oldu,yine gidecegiz bir ara,en az 3 gunlugune ki,sehir disini da gorelim,pazari ve tabii ki muzeleri.

Amsterdam bence kalabalikla,3-4 gunlugune cok keyifle gezilicek bir yer.Aklinizda olsun.

" Travel is never a matter of money,but of courage" diyor Paulo Coelho,Aleph'de."SEYAHAT,para degil,cesaret meselesidir" Dogru demis en sevdigim yazarlardan birisi.Cesareten sonra tabii ki zaman.Kolay kolay izinler alinmiyor kimi islerde ne yazik ki.

Otelimizden behsetmeyi unuttum.Idare ederdi,Oldukca sehir disinda idi,Central Station'dan 2 numarali tramway ile yrm saatte ordaydik.Uyunup,dus alinicak cinsten sadece,oyle kuytudaki,bir levha bile yok otele gittigi gosteren.Merkezde kalmanizi tavsiye ederim,bizim icin bir dahaki sefere oyle olucak.

Hatta sansli iseniz,turla gidin,eminim kisa zamanda daha cok sey yaparsiniz ve girisleriniz daha kolay ve ucuz olur.

Bundan sonra ki destinasyonum,Canim  Istanbul'um.Sehirlerin Kralicesi.Gun sayiyorum.Sanirim hep,en cok LON=IST OLUCAK BANA:)

Nice hayalleri,burada yeniden paylasmak dilegi ile.


25 November, 2011

Taki bir takintidir demistim di mi?


Uzun zaman once burda.

Felsefem oldu o gunden beridir.

Neyse ki sirf ben degilim,bir cogumuz ayniyiz.

Zaten insan nasil takisiz yasar anlayamam ben.Baharatsiz,sikici,sade yemek gibi.



Ablam,bu takilari yaptigindan beridir,benim icin daha kiymetli takilar,cunku neleri temsil ettiklerini goruyorum her taktigimin.Ince is,sabir,ne sartlar altinda calisma.Bu takinin her cinsi icin gecerli bence,degerli tasindan,en ucuzuna,el emegi goz nuru,agir is hepsi.O yuzden kiymet vermek gerek,aldigimiza.



Son fotograftakini patronuma yilnasi hediyesi aldim.Kendi gibi iri,yakisicagini dusundum.

Taki almayi ve vermeyi cok seviyorum ben.Bir sure hayir demeliyim aslinda,zira koyucak yer kalmiycak ala ala.

Bu arada,bilgisayarim cok ek uzere sanirim,6000 kusur fotograf icinde,secip bloga yuklemeye calisirken sinir krizi gecirebilirdim.

Fotograflari saklamak icin fikri olan?Macbook Air'e uygun bir zimbirti var mi tavsiyeniz?

Sevgi ve neseyle kalin bu haftasonu,takiniz eksik olmasin:)

21 November, 2011

Izgara Somon yanina Vahsi pirinc...



Iste karsinizda yeni gozdem.Vahsi pirinc.Renginden dolayi gonlumde bir numara su aralar.Mutfagima da uyuyor,siyah beyaz,mis gibi gozukuyor kirmizi kapakli kavanozumun icinde:)


Yukarida verdigim linkte saymakla bitmeyen faydalarini okuyabilirsiniz,ben mis gibi aciklanan yaziyi kopyalamak istemedim.



Biz balik yedigimiz icin,artik yanina salata kadar pirinci de yakistiriyorum ben,zaten salatayi da ekleyince,pirinc salatasi oluyor degil mi bir nevi:)



Gecen gun siyah spagettiyi denedigimde soylemistim ya,siyah pirinc de demenek istiyorum diye,henuz simsiyah olanini bulamadim,o yzuden karsima cikan bu vahsiyi aliverdim ve hic pisman olmadim.Saglikli bir secenek olsun tahil  dolabimda diyorsaniz,harika bir secim.


Ben her zamanki pilavim gibi pisirdim,beni hayal kirikligina ugratmadi.




Jamie'cim diyor ya,"try something new today"-bugun yeni birsey deneyin",buyurun iste karsinizda,yeni birsey denenicek:)


Aklinizda bulunsun...


Super bir hafta olsun.Bir dahaki postda ya Amsterdam olucak ya da ablamin takilari,siz secin isterseniz.:)



14 November, 2011

Ruh yerlerde surunurse,kaldirmak icin yapilicaklar...



Kisa gunler,uzun aksamlar buyur ettiler sonunda...


Her ne kadar gunler kisalmis olsa da,nedense yasadigim her gun bana fazlasi ile uzun gelmekte.Bunu soyleyen tek kisi de benim cevremde zira,herkese gore gunler kanat takmis ucuyor,hele ki haftasonlari...


Zamanin uzamasini,icimdeki heyecanlara bagliyorum.Hani "bir an once gelsin o gunler" heyecani tasidigim.



 Gergin,sikkin degilim,cok sukur hersey yolunda.Oyle seyler yasaniyor ki dunyada,sahip olduklarimizi iyice fark edip,sukretmek en iyisi bir cogumuz icin.Fazla gormemek,duymamak,dusunmemek,cok ugrasmamak,cok konusmamak gerek gibime geliyor son gunlerde,kendime hatirlatiyorum bunu sikca,cunku cok gordukce ceneme vuruyor,herseyi duzeltesim,kinayasim,herseye kizasim geliyor.Sonra fark ediyorum ki,ugrastikca hic de birsey oldugu yok,olucak olan olucak zaten,ben nasil planlasam da,hayatin bana -bize karsi hazirladigi zamanlamalar,suprizler var.


Belki de yan da gordugunuz,okumakta oldugum kitabin tesiri uzerimdeki.Zaten hepsi ayni seyi soyluyor temelde,bazen bu tur kitaplara harcadigim paraya aciyorum.Hos nasil vucut cikulata isterse donem donem,benim de boyle kitaplar okuyasim geliyor bazen.




Sunny ve Funky biziz:) Canimiz sikilip da,soyle eglenmek istedigimizde takiyoruz,Wii'ye Just Dance 2'yi.SHIKIDIM SHIKIM oynuyoruz.


Hem guluyoruz,hem dalga geciyoruz,hem kalori yakiyoruz.



Sunny baslarda yenilse de,sonralari ataga geciyor bir sekilde.Hangi dans turunde hatirlamiyorum.Ama nadir de olsa,arayi acmasi O'nu pek bir mutlu ediyor:) Sunny kim sizce?



Bu araa,son bir ipucu,Sunny Grease'i cok sever.En kotu ruh durumunu iyi eden filmdir,ilk aklina gelen...


ur the one,ur the one i want uhhuhhhuuu diye sarkiya eslik eder,en komik sesi ile.


Keyifli bir hafta olsun.

08 November, 2011

Temizlik nerden gelir???

Imandan?Kalpten?

Insanliktan?Kadinliktan?Aileden?

Paradan?

Bana gore icten!Yapilan her isin bir sekilde insani yansittigina inanirim ben.Evimiz bizi temsil eder,ustumuz,basimiz.

Gecenlerde gittigim bir evde agzim acik kaldi resmen.O evde,1,5 yasinda,yurumek uzere bir cocuk var.

Okumus,gezmis,gormus insanlar belli ki,muzik aleti calabilen...Bir kac objeyi de zevkle secmisler,iyi isleri olan insanlar...Sandwicci ya da dadi degiller yani,kimisine gore bizim isler,isten sayilmaz,o pislige ragmen kalkiktir bi taraflari...

Insan alkolunden keser,haftada bir temizlikci alir...

Ya da odasinin ortasina birakmaz cikardiklarini?

O ev icindeyken,4 kedi beslememe,arada ayakkabi ile girip cikmama ragmen gurur duydum kendimle...

Canim anneme arada kizsam da beni ev ve cocuk isleriyle 10 yasinda tanistirdi diye,o gun sukrettim bana injecte ettikleri icin...

Bazi kadinlar,calisip bir cocuk doguruyorlar diye dunya hakimi oluyorlar sanirim,gozleri ve sagduyulari baska birsey gormuyor...

Evim evim guzel evim...Mis kokulu evim...

06 November, 2011

Yapraklara doyamayan ben


Her sene oldugu gibi,bu sene de sonbaharla buyuk ask yasiyorum ben.


Kapisinin onundeki yapraklari supuren insanlar sinirime dokunuyor:)




En son giydigim,ilk kez,topuklu ayakkabilarim ve sahte kurklu yelegim bile  yapraklar ile ahenk icinde.Topuklu da olsa ayakkabim,yaprak ustu yine hisirdata hisirdata yururum ben...Hele o cinar agaci yapraklari ayri bir guzel sanki..



Yoga yaparken bile,gozum disarda,odaklandigim nokta,dusen yapraklar...


Kasim ayi,sonbahari en guzel gosteren ay,hic de kasmayan...




Sanirim instagram bagimlisiyim bende artik,cokkkk sevdim cok.Hele ki artik telefonumdan da blogumu guncelleyebiliyorum ya,degmeyin keyfime..



Bahcemizde,kucuk bir kedi ailesi yasiyor,cok sekerler.3 minik,birbirini kovaliyor cokca,iki kocaman ise,yayilip yatiyorlar sadece.


Dusmus saksimi goruyormusunuz?Kimbilir kac zamandir o sekilde duruyor,yaramaz yumurcuklar dusurmustur kesin,bende tembellikten gidip kaldirmadim bile.


Dilerim keyifli bir bayram geciriyorsunuzdur.


Bu bayramda harika insanlar girdi yine hayatima,en pozitifinden.Ne zamandir eglenmedigim kadar eglendim dun gittigimiz partide,ne zamandir olmadigim kadar sarhos oldum,bunca yil sonrasinda.Cok iyi geldi bana,insanlar,biraz sarhosluk.Oyle ki sanki iki haftadir durmaksizin calisan ben degilim sanki:)


Onlara bakarken,nasil da gerilerek,kasilarak yetistirildigimi dusundum,gereksiz seyleri onemseyerek.Halbuki onlar,oyle insancil,herkesi oyle iclerine alan insanlar ki,aklima getirdigim kotu seylerden utandim.


Velhasil,keyifler tamamdir su ara,havai fisek tadinda...

04 November, 2011

Yeniden araba kullanmaya baslarsam:)

Bu arabayi kullanmak istiyorum...

Ilk bakista asik oldum kendisine,adini bile bilmiyorum halbuki...M ile baslayan birsey...

Kimine gore gereksiz pahali parcalari,birine gore Hindistan'dan geliyor parcalari:)

Cok sirin degil mi?

Iyi haftasonlari ve iyi bayramlar Olsun...

01 November, 2011

Richmond'da Sevda'li Gun....



Sevda'li gunler yasamistik gecen sene..Sahit olmustunuz,uzaktan hatirlarsiniz belki...


Kisaydi bu sefer,cok kisa,hani yine tadi damagimizda kalan...


Yasanan duygular,linkte gordugunuz gibiydi yine,belki daha fazlasi...


Kendisi gibi bir dolu ozel insan soktu hayatimiza,omurluk diyecegim...




Bazi insanlarin yeri cok ozel oluyor kalplerimizde,hani kalpler bir kondumu birbirine,pir konuyor sanki.Bu sefer,yine fark ettim ki,O cok baska.Sanirim hep de oyle kalicak,daha da saglamlasip,guzellesicek sanirim.



Kendisini artik burali saydigimdan sebep,oyle cok turistik geziler yapmadik beraber,zaten tum turistik yerleri gormustu.Gormedigi yerlerden ikisine gittik,bizim icinde bunca seneden sonra super bir tazeleme oldu,V&A Museum ve Richmond basta olmak uzere.Publardan bahsetmeme bile gerek yok,nehir kenari,Carnaby ortasi,pub her yerde ayni keyif ne de olsa...


Oldu da siz de geldiniz,Ricmond'a gidin,parkta yayilin,evleri dikizleyin,nehir kenarinda yuruyun ve charity shoplara ugrayin,ordakinde guzel seyler bulucaginiza eminim,cunku asortik ve shik bir bolge orasi:)


Sansliydik,hava da cok guzeldi o haftasonu,dilemistim cokca temiz,aydinlik olsun diye.


Dilerim son zamanlarda yasanan sikintilar son bulsun artik hepimiz icin,bu sikintilar yasandikca sanirim biz,kucuk mutluluklarimiza daha cok baglanacagiz,inadina daha cok sevip,sayip,sahip cikacagiz sahip olduklarimiza...


Iyi bir Kasim olsun,kasmadan,olabildigince...